Yeremya mahpusa atılıyor

Yeremya 3738

Kral Sidkiya Peygamber Yeremya’ya kâhin (Allah evinde hizmet eden) Sefanya’yı gönderdi. Kral Yeremya’ya “Bizim için Rab’be yalvar” dedi. O sırada Babilliler Yeruşalim’i kuşatmıştı. Ama Firavunun askerleri Mısır’dan Yeruşalim’e doğru yola çıktığını haberini duyunca Babilliler Yeruşalim’den çekildiler.

Yeremya Sidkiya’ya Rab’den bu cevabı gönderdi: “‘Babilliler başımızdan çekilip gidecek’ diyerek kendinizi aldatmayın. Size yardım etmek için Mısır’dan gelen askerler Mısır’a geri dönecekler. Babilliler gene Yeruşalim’e dönecek. Sizi ele geçirip, ateşe verecekler.” 

Firavunun askerlerinden ötürü Babil askerleri Yeruşalim’den çekilip gitmişti. Yeremya kasabanın dışında payına düşen akrabalarından kalmış mirası almak için Yeruşalim’den gitmek istedi. Ama kasabanın kapısına varınca bekçi başı asker Yiriya, “Sen Babillilerin tarafına geçiyorsun!” diyerek onu tuttu. 

Yeremya, “Yalan!” dedi, “Ben Babillilerin tarafına geçmiyorum.” Ama Yiriya onu dinlemedi. Yeremya’yı tutup önderlere götürdü. Yeremya’ya öfkelenen önderler onu dövdürüp mahpusa kapattılar. Böylece yer altında tek kişilik mahpusun bir odasına kapatılan Yeremya uzun bir zaman orada kaldı. 

Sonra Kral Sidkiya Yeremya’yı sarayına getirtti. Orada saklıdan Sidkiya ona, “Rab’den bir söz var mı?” diye sordu. Yeremya, “Evet. Babil kralının eline verileceksin” diye cevap verdi. 

Sonra Yeremya Kral Sidkiya’ya şöyle dedi: “Sana, hizmetçilerine ve bu halka karşı ne günah işledim ki beni mahpusa kapattınız? Şimdi rica ederim beni dinle, ey efendim kral! Yalvarırım dileğimi kabul et. Beni o yer altında tek kişilik odaya geri gönderme. Orada ölmek istemiyorum.” Böylece Kral Sidkiya Yeremya’nın bekçi askerlerin avlusuna kapatılsın ve kasabada olan ekmek bitinceye kadar her gün fırıncılardan artan ona bir ekmek verilsin diye buyurdu. Böylece Yeremya bekçi askerlerin avlusunda kaldı.

Ama bazı önderler Yeremya’nın söylediği peygamberliğine karşı geldiler. Onlar krala, “Bu adam öldürülsün lazım” dediler, “Çünkü söylediği bu sözlerle kasabada kalan askerlerin ve halkın cesaretini kırıyor. Bu adam halkın yararını değil, zararını istiyor.” Kral Sidkiya, “İşte o sizin elinizde” diye cevap verdi.

Böylece Yeremya’yı alıp bekçi askerlerin avlusunda olan derin kazanın içine saldılar. O büyük ve derin kazanda su yoktu, sadece çamur vardı. Yeremya çamura battı. Sarayda hizmet eden Kûşlu Ebet-Melek, Yeremya’nın kazana atıldığını duydu. Ebet-Melek saraydan çıkıp kralın yanına gitti ve ona şöyle dedi: “Efendim kral, bu adamların Peygamber Yeremya’ya yaptıkları şey kötüdür. Onu kazana attılar, orada açlıktan ölecek.” Bunun için kral, “Buradan yanına üç adam al, Peygamber Yeremya’yı ölmeden kazandan çıkarın” diye ona buyruk verdi.

Ebet-Melek yanına adamları alarak saray hazinesinin alt odasına gitti. Oradan eski bezler, yırtık pırtık giyim bagajları alıp iplerle kazanın içine saldı, Yeremya’yı oradan çekip çıkardılar. Yeremya Babilliler Yeruşalim’i ele geçirildiği güne kadar bekçi askerlerin avlusunda kaldı.

Yeruşalim’in durumu çok kötüydü. Düşman tarafından etrafı kuşatıldı. Yemek bitmekteydi. Halk korkuyla doluydu. Rab’bin onlara söylediği sözler hiç değişmemişti ama önderler Rab’bi dinlemek istemediler. Kral Sidkiya Yeremya’yla danıştı ama hep farklı bir cevap bekledi. Allah’ı dinlemek yerine konuşan Rab’bin gerçek hizmetçisini Yeremya’yı suçlayıp cezalandırdılar. Ama halkın arasında bulunan yabancı bir adam Yeremya’yı kurtardı. 

Hepimizin alacağı bir karar var. Allah’ın gerçek sözünü mü dinleyeceğiz yoksa Allah’ın sözlerini kabul etmeyip konuşanı kıracak mıyız, ona bir zarar mı vereceğiz? Ya da sen eğer Rab için çalıştıysan ve bir şekilde yaralandıysan ve zor durumdaysan sana umut var. Rab’be güven. Ebet-Melek gibi beklemediğin yerden Rab bir yardımcı sana gönderecek. 

Yorum bırakın