Korah, Datan, Aviram ve On

Çölde Sayım 16-17

Korah, Datan, Aviram ve On, 250 erkekle birlikte Musa’ya karşı baş kaldırdılar. Musa’yla Harun’a, “Çok ileri gittiniz!” dediler, “Halkın her birisi kutsaldır. Rab hepimizin arasındadır. Öyleyse neden  Rab’bin halkından kendinizi üstün görüyor ve tutuyorsunuz?”

Bunu duyan Musa yüzüstü yere kapandı. Sonra Korah’a şöyle dedi: “Yarın sabah Rab kimin kendisine ait olduğunu, kimin kutsal olduğunu açıklayacak. Rab’bin seçeceği kişi kutsal olan kişidir. Ey Korah, sen ve yanında olanlar böyle toplanmakla Rab’be karşı geldiniz. Biz kimiz ki, bize karşı dil uzatıyorsunuz?”

Sonra Musa Datan’la Aviram’ı çağırttı. Ama onlar gelmeyi kabul etmediler. “Bizi çölde öldürtmek için süt ve bal akan memleketten (Mısır’dan) çıkardın” dediler. “Bu yetmezmiş gibi başımıza geçmek istiyorsun. Bizi süt ve bal akan memlekete götürmediğin gibi mal mülk olarak bize tarlalar, bağlar da vermedim. Bu adamları kör mü sanıyorsun? Hayır, biz gelmeyeceğiz.” Çok öfkelenen Musa Rab’be, “Onlardan bir eşek bile almadım, üstelik hiçbirine de haksızlık etmedim” dedi.

Ertesi gün Korah ve ona uyan adamlar Allah’ın çadırına yaklaştılar. Musa’yla Harun da oradaydı. Korah bütün halkı Musa’yla Harun’un karşısında toplayınca, Rab’bin şanı bütün topluluğa göründü. Rab, Musa’yla Harun’a, “Bu halkın arasından ayrılın da onları bir anda yok edeyim” dedi. Musa’yla Harun yüzüstü yere kapanarak, “Bir kişi günah işledi diye bütün halkı mı öfkeleneceksin?” dediler.

Rab Musa’ya, “Halka söyle, Korah’ın, Datan’ın ve Aviram’ın çadırlarından uzaklaşsınlar” dedi. Musa halkı uyararak, “Uzak durun!” dedi. “Onların hiçbir şeyine dokunmayın. Yoksa onların günahları yüzünden ölürsünüz.” Bunun üzerine halk Korah, Datan ve Aviram’ın çadırlarından uzaklaştı. Datan’la Aviram çıkıp karıları, küçük büyük kızanlarıyla birlikte çadırlarının önünde durdular.

Korah, Datan’la ve Aviram’ın altındaki yer yarıldı. Yer yarıldı, onları, ailelerini, mallarını yuttu. Sahip oldukları her şeyle birlikte diri diri ölüler diyarına indiler. Yer onların üzerine kapandı. Onların çığırmasını duyan çevredeki İsrailliler, “Yer bizi de yutmasın!” diyerek korkudan sağa sola kaçıştılar.

Ertesi gün bütün İsrail halkı Musa’yla Harun karşı söylenmeye başladı. “Rab’bin halkını siz öldürdünüz” diyorlardı. Rab’bin şanı gene Allah’ın çadırı kapladı. Rab Musa’ya, “Bu halkın arasından ayrılın da onların hepsini yok edeyim.” Musa’yla Harun yüzüstü yere kapandılar ve yalvardılar. Rab halkın arasında öldürücü hastalık başlattı onlara öfkesini gösterdi. Musa’yla Harun’un aracılığıyla halk yok edilip cezalandırılmadı. İsraillilerin günahları bağışlandı ve öldürücü hastalık durdu. Ama bu iki olay yüzünden binlerce İsrailli öldü.

Rab’be karşı baş kaldırmak çok ciddi ve korkunç bir şeydir. Korah ve onun gibi baş kaldıran kişiler yüzünden haneden olan herkes hayatını kaybetti. Halkın diğer baş kaldıran kişiler de hastalıktan öldüler. Onların günahı sevdikleri kişileri korkunç duruma soktular. Rab İsa bizi Allah’ın öfkesinden kurtardı. Ama dikkat edelim kurtuluşumuzu hafife almayalım. İbraniler 10:31’de yazıyor: “Diri Allah’ın eline düşmek korkunç bir şeydir.” Allah’ın sözünü dikkatle yerine getirmek için çaba gösterelim. 

Yorum bırakın